Trump yönetiminin, yaklaşan seçimler öncesinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisine verdiği destek, Almanya‘da büyük bir şok oluşturdu. Merkez partiler bu durumu “liberal demokrasiye yönelik bir saldırı” olarak nitelendirirken, Trump’ın destek kattığı AfD, iktidar baskısını artırma yolunda adımlar atıyor. Transatlantik ilişkilerdeki gerilimin nedenleri ise merak konusu.
Almanya’da pazar günü gerçekleştirilecek seçimler, ülkenin istikrarlı bir hükümet kurma kapasitesini ve aşırı sağcı AfD’nin seçimlerde nasıl bir oy alacağını belirleyecek. Avrupa başkentleri de bu sonuçları büyük bir dikkatle takip ediyor.
Almanya’nın en büyük ekonomisi, geçtiğimiz kasım ayında üçlü koalisyon hükümetinin dağılmasının ardından, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz’un liderliğinde azınlık hükümeti tarafından yönetiliyor.
Scholz, siyasi istikrarı sağlamak amacıyla erken seçim çağrısında bulunmuşken, hangi durumun sandıktan çıkacağı ve yeni hükümetin ne kadar sürede kurulacağı hâlâ belirsizliğini koruyor.
Son anketler, merkez sağdaki Hristiyan Demokratların (CDU/CSU) yüzde 30 oranında oy alarak birinci parti olacağını, ancak tek başına iktidar kurmak için gerekli çoğunluğa ulaşamayacağını ortaya koyuyor.
CDU lideri Friedrich Merz, başbakanlık için en güçlü aday olarak gösterilirken, Hristiyan Demokratların koalisyon ortakları olarak SPD ya da Yeşiller ile masaya oturup oturmayacakları ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
Seçim öncesinde ABD’den gelen gerilim artırıcı açıklamalar
Almanya’nın siyasi geleceğini etkileyecek seçimler öncesinde ABD’den gelen açıklamalar gündemi sarsıyor. Trump yönetiminin AfD’ye verdiği destek, Ukrayna’daki barış müzakerelerine dair tutumu, Pentagon’un Avrupa’dan asker çekme hazırlıkları gibi gelişmeler, kamuoyunda büyük endişe yaratıyor.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Avrupa demokrasilerini hedef alan sağcı popülist hareketlere verdiği destek, Almanya’da önemli yankılar uyandırdı.
Vance, konuşmasında Alman siyasi partilerinin AfD ile işbirliğini reddetmesini eleştirerek, “güvenlik duvarlarına yer yok” dedi.
Başbakan Olaf Scholz, rakibi Merz ve diğer başbakan adaylarıyla birlikte katıldığı bir tartışma programında, Trump yönetiminden gelen son açıklamalarla ilgili sorulara yanıt verdi.
Trump yönetimine gelen sert tepkiler
Ana muhalefet lideri Friedrich Merz, ABD yönetiminin seçimlere müdahil olmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunurken, “Bir ABD başkan yardımcısının burada, Almanya’da kiminle konuşmam gerektiğini söylemesini kabul etmem” ifadelerini kullandı.
Merz, AfD ile işbirliği yapmama sözü vererek, “Duvarın arkasındaki yangının tüm Almanya’ya yayılmasını istemiyorum” dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise Vance’in Münih’teki açıklamalarını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi ve ülkenin Nazi geçmişinden ders çıkardığını vurguladı.
Yeşiller partisinin başbakan adayı Robert Habeck, Vance’in konuşmasını “Batı’nın değerlerine ve liberal demokrasiye açık bir saldırı” olarak değerlendirdi.
Aşırı sağcı AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel, Trump’ın desteğinden memnun olduğunu ifade ederek, “Tanrıya şükür artık Trump dümende” dedi.
Trump’ın desteklediği Weidel iktidar için zorluyor
ABD Başkan Yardımcısı Vance’in, Almanya Başbakanı Olaf Scholz
