Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçelerine ilişkin gerçekleştirilen görüşmelerde, ” Suriye‘deki Kürtlerin hak ettikleri şekilde temsil edilmesini arzuluyoruz” şeklinde önemli bir açıklama yaptı.
Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2025 yılı bütçe görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularına yanıt verdi.
“KÜRTLER SURİYE’NİN ASLİ UNSURUDUR”
Yılmaz, Suriye’deki Kürtler konusunda gelen soruya verdiği yanıtta, şu ifadeleri kullandı:
“Suriyeli Kürtleri PKK ile kesin olarak ayırıyoruz. Terör örgütlerinin baskısı altında kim olursa olsun buna karşıyız. Suriye’deki Kürtler, o ülkenin asli unsurlarıdır. Yeni şekillenecek Suriye’de terör baskısından kurtarılmış bir şekilde Kürtlerin hak ettikleri şekilde temsil edilmelerini, temel hak ve özgürlüklerini en iyi şekilde yaşamalarını ve refah seviyelerinin artmasını kesinlikle arzuluyoruz. Onlar da bizim kardeşlerimiz. Onlara farklı bir bakış açımız olamaz. Türkiye içinde ve dışında terör örgütleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz.”
“BUGÜN OLSA YİNE GİDERİM, BU BARIŞ YEMEĞİNE KATILIRIM”
Cevdet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın, görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ile birlikte bir barış yemeğine katılmasının ardından pişman olup olmadığına yönelik soruya; “Bugün olsa yine giderim, o barış yemeğine katılırım ve o ailelerin barışması için elimden gelen tüm gayreti gösteririm. Bu bir insani görevdir, bunu siyasi bir tartışmaya dönüştürmeyi doğru bulmuyorum. Bir annenin yüreğine su serpebildiysek, ne mutlu bize” yanıtını verdi.
“TASARRUF TEDBİRLERİMİZDEN TBMM DIŞINDA HİÇBİR KURULUŞUMUZDA İSTİSNA OLMADI”
Tasarruf genelgesinin kamu kurumlarında uygulanıp uygulanmadığına dair gelen soruyu cevaplandıran Yılmaz, şu şekilde konuştu:
“Tasarruf tedbirlerini bu yıl olabildiğince kapsamlı bir şekilde hazırlamaya çabaladık. Hiçbir kuruluşumuz istisna olmadı. Tek bir istisna var, o da TBMM. Çünkü onun farklı bir yapısı bulunmaktadır; kuvvetler ayrılığı prensibi gereği yürütmenin bir parçası olarak görmedik. Halkın seçtiği temsilciler kendi kararlarını kendileri vermelidir diye bu duruma saygı göstererek genelgeye dahil etmedik. Ancak o süreçte Meclis Başkanımız bir açıklama yaparak, Meclis’in de kendi iradesiyle tasarruf tedbirlerini alabileceğini ifade etmiştir.”
