2013 yılında Robinhood’un kurucu ekip üyelerinden biri olan fizikçi Baiju Bhatt, yeni girişimi Aetherflux ile uzayda üretilen enerjiyi Dünya’ya iletmeyi hedefliyor.
Aetherflux, şu an için 10 kişilik bir ekiple faaliyet gösteriyor. Şirket, 2025 sonunda SpaceX’in “Transporter” görevinde alçak dünya yörüngesine bir uydu sağlayacak. Bu uydu, Güneş’ten elde ettiği enerjiyi yüksek güçlü kızılötesi lazer kullanarak Dünya’ya geri gönderecek. Bunun için özel bir enerji istasyonunun Dünya üzerinde kurulması planlanıyor. Yörüngedeki uydu, belirli bir bölgeye sadece birkaç dakika boyunca enerji aktarımı yapacak. Şirketin ileride daha fazla uydu ile bu süreyi artırmayı düşündüğü belirtiliyor.
Uzaydan enerji iletimi konusunda daha önce Japonya’nın da projeler geliştirdiği biliniyor. Ülke, 2025 yılında uzayda toplanan güneş enerjisinin Dünya’ya iletimini denemek için ilk adımları atacağını açıkladı. Ancak bu alanda ilk olma unvanını Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech) kazanmış durumda. Geçtiğimiz yıl içinde Caltech, 1968’den beri üzerinde çalışılan bir planı başarıyla gerçekleştirmişti. Bilim insanları, uzayda üretilen güneş enerjisinin kablosuz olarak Dünya’ya aktarımını sağladıklarını duyurdular.
Ayrıca, Caltech’ten bir grup araştırmacı, “MAPLE” adlı sistemi kullanarak alçak dünya yörüngesinde bulunan Solar Power Demonstrator (SSPD-1) üzerinden güneş enerjisi topladı. Enerji, Caltech’in Pasadena kampüsündeki mikrodalga alıcılara gönderilerek elektrik haline getirildi. Projenin eş direktörü Ali Hajimiri, “Uzaydan kablosuz enerji aktarımını daha önce hiç kimse stabil yapılarla göstermemişti. Biz bunu esnek ve hafif yapılarla başardık,” şeklinde konuştu.
Japonya da uzaydaki güneş enerjisini Dünya’ya aktarmak için çalışmalar yapıyor. 2025’te alçak dünya yörüngesine 180 kg ağırlığında bir uydu göndermeyi planlayan bilim insanları, bu araçla 400 kilometre yükseklikten yaklaşık 1 kilovatlık güç iletimini deneyecek. Uzay aracının bataryasını şarj etmek için 22 metrekarelik bir fotovoltaik panel kullanılacağı belirtildi.
Uzayda enerji üretiminin neden cazip olduğu ise şu şekilde açıklanıyor: Yörüngedeki güneş panelleri süreklice enerji toplayabilir ve bulutlu günlerde üretim kaybı yaşamaz. Dünya üzerindeki güneş enerjisi santralleri, bulutlu havalarda ciddi üretim kayıplarıyla karşılaşırken, uzaydaki sistemler bu tür engellerle karşılaşmıyor. Bu durum, uzaydaki enerji üretimini potansiyel olarak sınırsız bir kaynak haline getiriyor.
