İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Mahmut Özgener, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme ve faiz oranları arasındaki ilişkiyi değerlendirerek mevcut tahminlerin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
İZTO’nun Mart ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve oda üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda Özgener, ekonomik durumu ele aldı. Son günlerde Türk Lirası varlıklarındaki dalgalanmanın belirli bir seviyenin altına inmesinin ardından, yurtiçi talep ve diğer ekonomik göstergeler arasındaki ilişkiyi dikkate alarak tahminlerin güncellenmesi gerektiğini vurguladı. Özgener, “Geçtiğimiz hafta içinde uzun süredir stabil olan döviz kurları önemli ölçüde yükseldi. Borsa da sert bir şekilde düştü. Ülkemizin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 74 puanlık artışla son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 10 yıllık tahvil faizi ise yüzde 28 seviyelerinden yüzde 33’e çıktı. Bu durumu, döviz kurlarındaki değişim kadar kritik buluyoruz” dedi.
Özgener, Merkez Bankası’nın geçen hafta yaklaşık 25 milyar dolarlık rezerv satışında bulunduğunu, Türk Lirası’nın değer kaybının ise yüzde 3-4 civarında tutulmaya çalışıldığını belirtti. Ayrıca, gecelik borç verme faiz oranının 200 baz puan artırılarak yüzde 46 seviyesine çıkarıldığına dikkat çekti. Ekonomik likiditeye yönelik müdahalelerin devam ettiğini belirten Özgener, bu durumun bankaların Türk Lirası mevduat faizlerinin artmasına neden olduğunu ifade etti. Merkez Bankası’nın Türk Lirası’nın değer kaybını sınırlamak amacıyla rezerv satışlarına devam edeceği ve likiditeyi kontrol etme yoluna gideceği anlaşılıyor. Yapılan açıklamalar, yılsonu makroekonomik tahminlerinde kalıcı bir bozulmanın engellenmesine yönelik olduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada, siyaset kaynaklı belirsizliklerin azaltılmasının ekonomik programın başarısı açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Özgener, son günlerde yaşanan zorlukların üstesinden gelebilmek için birlik ve sağduyu çağrısında bulundu. “Türkiye tarihi boyunca birçok zorluktan geçti, ancak her defasında birlik ve beraberlik içinde, sağduyusunu koruyarak yoluna devam etti. Türkiye’nin en büyük gücü krizleri yönetme becerisi ve toplumun ortak aklıdır” ifadelerini kullandı. Ülkenin yaşadığı zorlukları aşmanın yolunun birlikte hareket etmekten geçtiğini belirten Özgener, hukuk ve adaletin toplum düzenini sağlamada önemli bir araç olduğunu vurguladı. “Kurumsal değerleri yıpratarak bir yere varamayız. Bu tür davranışlar hepimizi büyük zararlar getirebilir. Eninde sonunda sığındığımız değerler; adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır” dedi.
Yaşanan gelişmelerin ekonomiye yansımaları üzerine de konuşan Özgener, “Siyasal olayların belirsizlik değil, ölçülebilir risk seviyesinde kalması gerekmektedir. Finansal piyasalardaki gidişat ve ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği konularında riskleri yönetmek mümkündür. Ancak belirsizlikler ciddi maliyetler getirebilir. Bu nedenle öngörülebilirlik benim için önemli bir kavram. Son 20 aydır toplumun her kesiminden büyük çaba ile uygulanan Ekonomik Program sayesinde, enflasyonun düşmesi, reel sektörün maliyetinin azalması, faiz oranlarının gerilemesi ve krediye erişimin kolaylaşmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadelenin kritik aşamalarda olduğu şu dönemde, elde edilen kazanımların riske atılmaması adına hep birlikte çalışmalıyız” açıklamasında bulundu. – İZMİR
