AKDENİZ Üniversitesi’nde (AÜ), 3-9 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen Organ Bağışı Haftası etkinliğinde bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Kadavradan yapılan bağışların sayısı istediğimiz seviyede değil. Bu haftanın temel amacı, organ bağışı konusundaki farkındalığı artırmaktır” ifadelerini kullandı.
Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, organ bağışına dikkat çekmek ve bağışları artırmak için gerçekleştirildi. Etkinlikte organ nakli yapılmış hastalar, kendi yaşam deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, üniversite bünyesinde yaklaşık 7 bin organ nakli gerçekleştirilmiş olduğunu vurguladı. Organ bağışı konusunda farkındalığın sadece bir hafta ile sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Özkan, “Kadavradan bağışlar beklediğimiz düzeyde değil. Pratikte böbrek ve karaciğerleri temin edemiyoruz. Bu haftanın asıl hedefi, farkındalığı artırmak ve tüm yıl boyunca, İspanya ve İran örneklerindeki gibi organ bağışlarını artırmak.” dedi.
‘BEYİN ÖLÜMÜ İNSANLARA ANLATILMALI’
Kadavradan nakil sayısında gözlemlenen düşüşe dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, “Beyin ölümü olgusunun halka iyi bir şekilde anlatılması şart. Dünya üzerindeki beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın geri dönüşü yok. Yanlış ve kaynağı belirsiz bilgilerin yayılmaması gerektiği üzerine durmamız gerekiyor. Sosyal medya, toplum üzerinde büyük bir etkiye sahip. Beyin ölümü yaşayan insanlardan alınacak dokular ve organlar sayesinde insanların nasıl fayda sağladığını, beyin ölümünün gerçek bir ölüm olduğunu açıklamak için bu tür etkinlikleri sürdürmeyi amaçlıyoruz. Burada yapılan nakiller son derece başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyor.” şeklinde konuştu.
HASTALARDAN ORGAN BAĞIŞI VURGUSU
40 yıldır böbrek nakillisi olarak hayatına devam eden Emin Adnan (60), “1977’de Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu tarafından yapılan naklim, Türkiye’nin ilk böbrek nakliydi. Şu an sağlıklıyım ve her işimi yapabiliyorum. İnsanlar organlarını bağışlamak istiyor, ancak öldükten sonra ailelerinin buna izin vermediğini görmek üzücü. Buna karşıyım.” dedi. Ayrıca, anne karnında böbrek yetmezliği teşhisi konulan Ahmet Döner (11) ise, doğduktan sonra uzun süre ilaç tedavisi gördüğünü belirterek, “2,5 yaşında nakil oldum. Bana yapılan organ bağışı sayesinde yeniden doğmuş gibiyim. Doktorlar, ’10 dakika yaşamaz’ demişti ancak ben şu an yaşıyorum. Organ bağışı hayat kurtarıyor.” ifadelerini kullandı.
Haber: İrem GÜNEYBAZ Kamera: Mehmet KILIÇASLAN.
