Şara’nın Ankara Ziyareti: Kritik Anlaşmalar Bekleniyor

Suriye‘de 61 yıllık Baas rejimini devirmiş olan muhalif güçlerin lideri Ahmed el-Şara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlisi olarak bugün Ankara‘ya geliyor.
2011 SONRASI TARİHİ GÜN
2011 sonrası Türkiye’de gerçekleşecek olan bu ziyaret, Cumhurbaşkanlığı seviyesinde bir ilk olma özelliği taşıyor. Devrimin ilk günlerinden bu yana Türkiye tarafında çeşitli kurumlarca hazırlanan raporlar ve Suriyeli yetkililerin üzerinde çalıştığı yol haritasına Erdoğan ve Şara görüşmesinde son şeklinin verileceği belirtiliyor. Görüşmelerin ardından bakanlıklar arası resmi görüşmeler gerçekleştirilecek. 2009 ekim ayında iki ülke arasında bir ortak kabine toplantısı yapılmıştı; bu buluşma da benzer bir “müşterek kabine toplantısı” olarak değerlendiriliyor.
ŞARA’NIN GÜNDEMİNDEKİ KONULAR
Türkiye gazetesinin haberine göre, Şara‘nın gündeminde PKK ve DEAŞ terörü, İsrail işgali, yeni anayasa, siyasi ve ekonomik istikrar, ülkenin yeniden inşası, ordu ve polis yapılanmasının oluşturulması, ülke bütünlüğü, ulaşım ve iletişim gibi çeşitli konular bulunuyor. İki liderin görüşmeleri sırasında önemli anlaşmaların imzalanarak operasyonel sürecin başlaması bekleniyor.
YENİDEN İMAR İÇİN ACİL EYLEM PLANI
El Şara yönetimi, ilk aşamada 100 milyar dolarlık bir acil eylem planı oluşturdu. İkinci aşamada ise 300 milyar dolarlık bütçenin, ülkenin yeniden inşası, savunma, güvenlik, ordu ve asayiş gibi ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bir yeniden yapılandırma dosyası içinde yer alacağı belirtiliyor.
Bu ziyaret sırasında Şara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı resmen Şam’a davet edecek. Erdoğan’ın Ramazan ayı öncesinde bu daveti iade etmesi bekleniyor. Ankara’daki zirvenin bir diğer kritik boyutu ise PKK’nın temizlenmesi, işgal altında bulunan petrol ve gaz kuyularının merkezi yönetime devredilmesi, ABD askerlerinin bölgeden çekilmesi ve TSK’nın mevcut üslerinin devri gibi konuların masaya yatırılması olacak. Belirlenen ajandanın hayata geçirilmesi durumunda, Ankara-Şam ilişkilerinin Türkiye’nin Azerbaycan örneğindeki gibi “iki devlet tek millet” formülüne benzer bir boyut kazanması öngörülüyor.

