CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Ramazan Bingöl Et Lokantası’nın sahibi Ramazan Bingöl’ün Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu’na atanmasıyla ilgili sert eleştirilerde bulundu.
Erhan Adem, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bingöl’ü Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi olarak atadı. Bir kebapçı artık bu ülkenin tarım üst kurulunda söz sahibi. Bu durum, ülkeyi yönetenlerin tarıma bakış açısını açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Onlar için liyakat yerine sadakat ön planda. Bu anlayışla tarımın geleceği değil, bugünü bile kurtarılmaz. Tarım politikaları kebapçıya devredilemez” şeklinde konuştu.
“KEBAPÇI ARTIK TARIM ÜST KURULUNDA”
CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
“Türkiye, tarım alanında tarihinin en büyük gerilemelerinden birisini yaşarken, iktidarın verdiği mesaj oldukça net: ‘Tarımdan ve çiftçiden umudu kestik. Artık göz boyama dönemindeyiz.’ Son örnek ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ramazan Bingöl’ü Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi olarak ataması. Evet, yanlış duymadınız. Bir kebapçı, artık bu ülkenin tarım üst kurulunda yer alıyor. Bu bir şaka ya da karikatür değil, ülkenin yönetiminde tarıma bakış açısının özeti.”
“TARIM POLİTİKALARI KEBAPÇIYA TESLİM EDİLEMEZ”
Ayrıca Adem, geçmişte benzer atamalara da dikkat çekti: “Milli Eğitim Bakanı bir okul sahibi oldu, Turizm Bakanı bir otel sahibi, Sağlık Bakanı bir hastane sahibi. Şimdi sırada kebapçı var; artık Tarım Kurulu Üyesi. Peki, bu kişinin tarım, hayvancılık, iklim krizi veya gıda güvenliği konularında akademik birikimi veya saha tecrübesi var mı? Elbette ki yok. Ama bu durum iktidar için bir öneme sahip değil. Onlar için liyakat değil, sadakat geçerlidir. Bu ciddiyetsizlikle tarımın geleceği değil, bugünü bile kurtarılamaz. Tarım politikaları kebapçıya emanet edilemez.”
Adem, açıklamalarını sürdürerek, “Bugün Mersin’deyiz, çünkü biz tarımı saray mutfağında değil, köylünün toprağında arıyoruz. Kırsal kalkınmanın temeli lokanta menüsünden değil, çiftçinin üretim gücünden doğar. Bu tür atamalarla tarımı yok sayan bir zihniyete karşı, yerelden yükselen bir halkçı tarım modeli oluşturmalıyız. Buradan CHP’li büyükşehir belediyelerine ve onların Tarımsal ve Kırsal Hizmetler Daire Başkanlıklarına açık bir çağrıda bulunuyorum: Bu ülkenin gerçek tarım politikası artık sizin elinizdedir. Çiftçiyi destekleyen, kooperatifleri yeniden ayağa kaldıran ve gıda egemenliği esasına dayalı yerel projeleri güçlendirmek bugünün en büyük sorumluluğudur. Üreticinin, köylünün ve genç çiftçilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Tarım kebapçının değil, çiftçinin işidir ve bu ülkede halkı aldatmanıza izin vermeyeceğiz.”
