Hemoroid: Çağımızın Gizli Hastalığına Dikkat!

Hemoroid, halk arasında basur veya mayasıl olarak bilinen, genellikle konuşulmayan fakat oldukça yaygın ve rahatsızlık verici bir hastalıktır.
“Çağımızın hastalığı” ifadesi bu durumu tanımlamak için oldukça yerindedir. Çünkü hemoroidin nedenleri herkesin aşina olduğu durumlardır.
Peki, hemoroid nedir, nasıl önlenebilir ve hastalıkla karşılaşıldığında ne yapılmalıdır?
Atılım Üniversitesi öğretim üyesi ve Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Muharrem Öztaş, hemoroidi şu şekilde tanımlamaktadır:
“Genel cerrahi pratiğinde en sık rastladığımız, toplumu önemli ölçüde etkileyen, semptomatik olduğu zaman ciddi iş gücü kaybına neden olan ve hastaların yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır.”
Aslında hastalığın adı sadece “hemoroid” olarak geçmesi teknik olarak yanıltıcıdır.
BBC Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Başkanı ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Feza Yarbuğ Karakayalı, “Hemoroid aslında hepimizin vücudunda bulunan bir yapıdır. Anal kanal içerisinde bulunan damarlardan ve bağ dokusundan oluşan bir organ var. ‘Hemoridim var’ demek yanlış, ‘Hemoroidal hastalığım var’ demek gerekiyor.” şeklinde ifade etmiştir.
Doç. Dr. Öztaş, hastalığın gelişim mekanizmasını şöyle özetliyor: “Hemoroidin zamanla sarkması ve genişlemesi, belirti göstermeye başladığında kaşıntı, ağrı ve kanama gibi şikayetlere yol açar. Bu durumda biz buna hemoroidal hastalık diyoruz.”
Ne sıklıkta görülüyor?
Sık görüldüğü bilinse de, durumu destekleyecek bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Hemoroid iyi huylu bir hastalık olarak kabul edildiği için istatistikleri tutulmamaktadır.
Dr. Muharrem Öztaş, “Hemoroidi apandisit, safra kesesi ve fıtık ameliyatlarıyla karşılaştırmak mümkündür. Bu tür hastalıklar, poliklinik pratiğimizin yüzde 70-80’ini kapsayan durumlardır. Dolayısıyla, sıklığını ve yaygınlığını ölçmek güç.” demektedir.
Başkent İstanbul Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karakayalı, hemoroidal hastalık şikayetiyle gelen gençlerin sayısında artış gözlemlendiğini belirtmektedir. “Bu bir farkındalığın sonucu olabileceği gibi, gençlerin sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı ve yanlış beslenme alışkanlıklarıyla da ilişkilidir.” şeklinde eklemiştir.
Doç. Dr. Öztaş ise, “Kişisel deneyimlerime göre daha genç hastalarla daha sık karşılaşıyorum. Yaşın biraz daha geriye düştüğünü söyleyebilirim.” ifadelerini kullanmıştır.
Nasıl kaçınabiliriz?
Uzmanlar, hemoroidal hastalıktan kaçınmanın temel kuralının kabızlığın önlenmesi olduğunu belirtmektedir.
Doç. Dr. Öztaş, “Hedefimiz, insanların tuvalete gitmelerini sağlamak. Tuvaletlerini yumuşak bir şekilde ve zorlanmadan, ıkınmadan yaparak çıkmalarını istiyoruz. Bu, kabızlıktan kaçınmakla mümkün olur.” şeklinde görüş bildirmektedir.
“Kabızlığı önlemek için bol lifli gıdalarla beslenmek önemli. Tahıl, meyve ve bol posalı gıdaların yanı sıra yeterli sıvı alımına ve hareket etmeye de dikkat edilmelidir.” diyerek önerilerde bulunmaktadır.
Prof. Dr. Karakayalı, tuvalet alışkanlıklarının önemine dikkat çekerken; “Uzun süre tuvalette oturmak, tuvaleti ertelemek ve tuvalette telefon veya gazete okumak hemoroidal hastalığın gelişiminde risk faktörleridir