Filistin’de Acil Ateşkes Çağrısı Yükseliyor!

Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Majed Bamya, bölgede derhal bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini ve bu amaçla Mısır, Katar ve ABD’nin arabuluculuk çabalarına destek verdiklerini ifade etti.
Bamya, BM Güvenlik Konseyi’nde Gazze’deki insani durum üzerine düzenlenen oturumda, 650 günden fazladır yaşam mücadelesi veren 2 milyondan fazla Filistinlinin her gün yaşadığı kaygıyı dile getirdi. Bu insanlar, her sabah neyle karşılaşacaklarını bilmeden yeni bir güne uyanıyorlar.
Bamya, “Bir nesil için ölüm, artık hayattan çok daha tanıdık.” diyerek, 2 milyon insanın yiyecek, su ve barınak bulmak için ölüm tehlikesiyle yüzleşmek zorunda kaldığını belirtti.
Filistinlilerin her dakikasının hayati bir karar anı olduğunu vurgulayan Bamya, “Bir ölümün ardından diğeri geliyor, tüm yollar ölüme çıkıyor.” şeklinde konuştu.
Bamya, kurtuluşun yolunu açmayı yasal ve ahlaki bir görev olarak gördüklerini ifade ederek, devletlerin ve bireylerin haklarına dikkat çekti. Ancak bu süreçte İsrail’in Filistin halkını tanımadığını ve onlara eşit haklar vermediğini vurguladı.
Bamya, “Bebekler yetersiz beslenmeden ölürken, biz kalori sayıyoruz.” diyerek, yardımların dağıtımını hayatın korunması olarak nitelendirdi. “Siviller yiyecek, su ve barınak ararken, hayatın altyapısı tamamen yok olurken kalori saymak ne kadar insani?” şeklinde eleştirdi.
Bamya, yardımların geniş ölçekte dağıtılması ve Gazze’nin tamamına ulaşması gerektiğini belirtti. Bu durumun müzakerelere tabi olamayacağını vurguladı.
İsrail’in işgalci bir güç olarak yardımların Gazze’ye ulaşımındaki yükümlülüğüne değinen Bamya, bölgede acil bir ateşkes talep ettiklerini ve bu yönde yürütülen arabuluculuk çabalarının önemini belirtti.
Bamya, “Ancak bu, Filistinlilerin öldürülmesi veya hakları olan yardımların reddedilmesi için bir gerekçe olamaz.” dedi.
Bamya ayrıca, dünyanın dört bir yanındaki birçok Yahudi’nin “Filistin’de adalet” arayışında olduğunu ve tarafsız gözlemcilerin İsrail’in bölgede “soykırım” gerçekleştirdiğini vurguladığına dikkat çekti. “Bir ülke, açlık ve susuzluğu savaş aracı olarak kullanabiliyor. Bu nasıl bir dünya?” diye sordu.
Bamya, İsrail’in hâkimiyeti altında hem savcı, hem yargıç hem de cellat konumuna geldiğine, bu durumun da insani yardım görevlilerinin saldırıya uğradığı bir ortamda yaşandığına değindi. “Yardım bir pazarlık kozu ya da baskı yöntemi olmamalıdır.” dedi.
BM’nin rolüne ilişkin değerlendirmede bulunan Bamya, “Bizim görevimiz sadece tanıklık etmek değil, adalet ve barışın sağlanmasıdır.” ifadesini kullandı. Yardımların ulaştırılması, işgalin sona erdirilmesi ve güvenliğin tesis edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.