AKDENİZ Üniversitesi’nden (AÜ) Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, iklim değişikliğinin etkisiyle Akdeniz bölgesinde yaz aylarında deniz suyu sıcaklığının 30 santigrat dereceleri aştığını dile getirerek, “Bu sıcaklık aralığı, bakterilerin yayılması için son derece uygun bir ortam teşkil ediyor. Açık alanlarda yüzerek bakteriyel riski minimize etmek mümkün” şeklinde ifade etti.
Yaz sezonunda yükselen deniz suyu sıcaklıkları sağlık açısından çeşitli tehditler ortaya çıkarıyor. AÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer ve ekibi tarafından yürütülen araştırmalara göre, dünya genelinde 2030 yılına kadar sıcaklıkların yaklaşık 1,4 santigrat derece artış göstermesi bekleniyor. 2050 ve 2100 yılları arasında ise bu artışın 6 santigrat dereceyi bulabileceği öngörülüyor.
‘BAKTERİLERİN HAYATTA KALMA SÜRESİ UZADI’
Deniz suyu sıcaklıklarında meydana gelen değişimlere dikkat çeken Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, “Geçmişten günümüze deniz suyu sıcaklıkları yaklaşık 1 ile 1,5 derece artış gösterdi. Kıyı bölgelerinde zaman zaman 30 santigrat derecenin üzerinde sıcaklıklar kaydediyoruz. Bu sıcaklık aralığı, bakterilerin yayılması için oldukça elverişli bir ortam yaratıyor. Bakteri kaynakları, günlük tekne turları, eğlence amaçlı etkinlikler ve transit gemilerin bıraktığı atıklar gibi insan faaliyetleriyle ilişkilidir. Yaz aylarında artan sıcaklık ve organik madde miktarı, bakterilerin deniz suyundaki hayatta kalma süresini uzatıyor” dedi.
ARTAN BAKTERİYEL YOĞUNLUK SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Bakteriyel yoğunluktaki artışın insan sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Doç. Dr. İçemer, “Gözde konjonktivit, orta kulak iltihabı ve ciltte isilik gibi rahatsızlıklar sıkça görülebiliyor. Araştırmalarımızda, denize giren bir kişinin yaklaşık 50 mililitre su yutabileceğini, bu suyla birlikte bakterilerin mide, kulak ve burun yoluyla vücuda girebileceğini tespit ettik. Bu durum, hastalık riskini artırıyor” sözlerine yer verdi.
Ayrıca, nehir ağızlarına yakın bölgelerde bakterilerin yoğunluğunun daha fazla olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, aşırı yağışların getirdiği toprak ve kirli partiküllerin yaz aylarında bakteriyel yükü artırdığını belirtti.
‘DENİZE GİRME ZAMANI VE YERİNE DİKKAT EDİLMELİ’
Denize girerken dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşan Doç. Dr. İçemer, “Özellikle dere ağızlarından uzak bölgelerde yüzmek daha güvenlidir. Sabah saatlerinde, denizin daha sakin olduğu 10.00 ile 11.00 saatleri arasında denize girilmesini öneriyoruz. Öğleden sonradan itibaren denizde oluşan dalgalar, suyun berraklığını düşürüyor. Dalgaların ardından suyun temizlenmesi için en az 12 saat beklenmeli. Ayrıca kıyıya yakın yerlerden ziyade daha açık alanlarda yüzerek bakteriyel riski azaltmak mümkün” şeklinde açıkladı.
