Bitcoin Neden Güvensiz Bulunuyor?

Dünyanın en büyük varlıkları arasında öncelikle altının yer aldığı görülmektedir. Altın, 21.924 trilyon dolar değer ile listenin başında gelirken, onu sırasıyla Microsoft (3.424 trilyon dolar), NVIDIA (3.304 trilyon dolar), Apple (2.993 trilyon dolar) ve Amazon (2.187 trilyon dolar) izlemektedir. Ayrıca Bitcoin, 2.140 trilyon dolarlık piyasa değeri ile altıncı sırada kendine yer bulmuştur. Diğer bir önemli emtia olan gümüş ise 1.876 trilyon dolarla sekizinci sıraya yerleşmiştir. Bitcoin’in bu kadar önemli bir konumda bulunmasına rağmen hala güvenilirlik sorunu yaşaması dikkat çekicidir. Bitcoin’in geçmişte değer sıralamalarında ilk beşte olduğu dönemler de bulunmaktadır; bu durum, fiyatlarının dalgalanmalara açık olduğunu göstermektedir.
Günümüzde birçok ülke, Bitcoin’i stratejik rezervlerin bir parçası olarak değerlendirmeye başlamıştır. Bu durum, bazı ülkelerin de Bitcoin konusunda nasıl adımlar atacaklarını araştırmalarına neden olmuştur. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylanan spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF) ile büyük kurumsal yatırımcılar Bitcoin’i değer saklama aracı olarak benimsemeye yönelmişlerdir. Kripto paraların, geleneksel finans ve bankacılık sistemine sunduğu faydaları da göz ardı etmemek gerekir (7/24 işlem yapma, düşük işlem ücretleri, uluslararası transferlerin kolaylığı gibi).
Bitcoin’e olan güvensizliğin sebeplerini araştırırken, doğrudan ilgili kişilere sormanın en etkili yol olduğunu düşünüyorum. Çevremde yaptığım küçük bir araştırma sonucunda, insanların endişelerinin en çok hangi konularda yoğunlaştığını belirlemeye çalıştım. Elde ettiğim bulgulara göre, güvensizliğin temel sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Altın ve gümüş gibi fiziksel varlıkların aksine, Bitcoin’in elle tutulamaz olması bazı insanları uzaklaştırmaktadır. Bu durum, dijital varlıkların güvenilirliğine yönelik şüphelere yol açmakta ve hacklenme ya da hırsızlık korkularını beraberinde getirmektedir. Ayrıca, büyük kriz anlarında kişisel varlıkların güvenliği konusunda endişeler mevcuttur. Örneğin, geçmişte İsrail-Filistin savaşında Binance’ın Filistinli kullanıcıların hesaplarına el koyduğuna dair çıkan iddialar, bu güven eksikliğini perçinlemiştir. Dijital okuryazarlığın azlığı ve güvenlik önlemlerinin bilinmemesi de bu önyargıları güçlendiren unsurlar arasında sayılmaktadır.
- Birçok kripto para borsasının yurtdışı merkezli olması, kullanıcıların sorun yaşadıklarında kime ulaşacaklarını bilmemeleri nedeniyle güvensiz hissetmelerine yol açmaktadır. Ancak, Türkiye’de çıkarılan Kripto Kanunu ile bu endişeler azaltılmaya çalışılmaktadır. Artık Türkiye’de faaliyet gösteren kripto varlık platformları, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından çeşitli denetimlerden geçerek daha güvenilir hale gelmektedir. Bu sayede, ortaya çıkabilecek sorunlar için yerel temsilcilerle iletişim kurmak mümkün olmaktadır.
- Kripto paralar ile ilgili yapılan araştırmalar, çeşitli haberlerde çok sayıda kişinin büyük zararlar yaşadığını ve bazı durumlarda intihar ettiğini göstermektedir. Birçok birey, kripto para işlemlerini bilgisizce yaparak büyük kayıplara uğramaktadır. Yatırım yapmadan önce dikkat edilmesi gereken temel ve teknik analizler hakkında bilgi sahibi olmamak ve başkalarının tavsiyelerine güvenmek, bu durumu daha da derinleştir