Almanya’da Yeni Dönem: AB’nin Geleceği Belirsiz

Almanya, Avrupa Birliği’nin (AB) temel taşı konumunu koruyarak Pazar günü yapılan genel seçimler sonrası yeni bir döneme adım atıyor. Oluşacak yeni hükümetin alacağı kararlar, yalnızca Almanya’yı değil aynı zamanda AB’nin en büyük üyesi olarak da önemli bir etkisi olacak.
Seçimlerden galip çıkan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi lideri Friedrich Merz’in Almanya’nın yeni başbakanı olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Merz, görevi devralması durumunda Avrupa’daki mevcut dengeleri etkileme ve kuvvetler dengesinde değişim yaratma potansiyeline sahip olacak.
Almanya’daki bu siyasi değişim, AB’nin belirli sorunlarla boğuştuğu ve küresel konularda yeterince etkili olamadığı bir döneme denk gelmesi açısından dikkat çekiyor.
Liderlik bekleniyor
Önceleri Avrupa’da istikrarı sağlayan ve yönlendiren bir ülke olan Almanya, zamanla bu rolünü kaybetmeye başladı.
Günümüzde ise Brüksel’de, Almanya’nın beklenen liderlik görevini yerine getiremediği ve kararlar konusunda hızla hareket edemediği yönünde eleştiriler artıyor.
Seçimlerin ardından Brüksel’deki genel görüş, Merz’in özellikle acil konularda daha iddialı bir tavır alacağı yönünde.
Merz, kampanya sürecinde Almanya’nın Avrupa’da lider bir güç olması gerektiğine sıkça vurgu yaptı.
Avrupa Politikalar Merkezi’nden (EPC) Janis Emmanouilidis, AB’nin Almanya’nın kararlı liderliğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Merz’in Avrupa’yı hızla güçlendirmeyi öncelikli hedef olarak belirlemesi AB gözlemcileri tarafından olumlu karşılanıyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden (ECFR) Jana Puglierin, Merz’in, “zorlukların farkında olduğunu ve Almanya’nın bu zorluklarla başa çıkmada kritik bir rol edinebileceğini” düşündüğünü belirtti.
Almanya-Fransa ortaklığında yeni bir dönem
Olaf Scholz döneminde zayıflayan Alman-Fransız ortaklığı, AB’nin itici gücü olma işlevini kaybetmiş durumda.
Bu durum, “AB’nin motorunun arızalanması” olarak değerlendirilmekte.
İki ülke arasındaki ilişkilerde de belirgin bir düşüş yaşanmaktadır.
Avrupa Parlamentosu’ndaki siyasi kariyerine 1989’da başlayan Merz, her zaman Alman-Fransız iş birliğine inanan bir lider olarak öne çıktı.
Seçim öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile iki kez görüşmesinin ardından, Merz bu ortaklığı güçlendirmeye yönelik sinyaller vermekte.
Macron, Merz’i seçim zaferi dolayısıyla kutlayan ilk liderlerden oldu ve sosyal medya üzerinden “Fransa ve Almanya’nın güçlü ve bağımsız bir Avrupa için iş birliği yapma kararlılığının arttığını” belirtti.
Merz’in, Polonya ile olan ilişkileri güçlendirme arzusu da dikkat çekiyor.
İç meseleler AB’yi etkileyecek
Yeni Alman hükümetinin önümüzdeki dönemde üstlenmesi gereken iç sorunlar, Avrupa için kritik öneme sahip. Ülkedeki her başarı ya da başarısızlık, diğer AB ülkeleri üzerinde de etki yapacak.
Öncelikli sorun, Alman ekonomisinin mevcut durumu. Almanya’nın en büyük Avrupa ekonomisi olarak eski gücüne kavuşması, diğer ülkeler için de önemli bir unsur teşkil ediyor.
Ayrıca, göç ve sığınma politikaları da AB genelindeki kararları etkilemede belirleyici olacak. Halihazırda, kural dışı göçe karşı sıkı politikaların benimsenmesini savunan bir çoğunluk söz konusu.
CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) göç