Dünya

AB’nin Yeni Savunma Projesi: Türkiye’nin Rolü

Avrupa Birliği‘nin (AB) ortak savunma projelerini desteklemek amacıyla hayata geçirdiği Avrupa İçin Güvenlik Eylemi (SAFE), 29 Mayıs’ta resmi olarak yürürlüğe girdi.

SAFE’in kurulmasında, AB’nin Rusya’nın olası tehditlerine karşı duyduğu endişe ve ABD’nin geleneksel güvenlik taahhütlerine dair belirsizlikler büyük rol oynadı.

Savunma alanında “daha fazla, daha hızlı ve daha düşük maliyetle üretim” anlayışını pekiştirmek isteyen AB, 150 milyar Euro’luk bir fon oluşturdu.

Bu fon sayesinde, daha önce savunma alanında düşük düzeyde işbirliği sergileyen AB üyesi ülkelerin ortak tedariklerle güvenlik kapasitelerini artırmaları hedeflenmektedir.

Özellikle Türkiye’nin savunma alanındaki son girişimleri ve SAFE’e olası katılım süreci, dikkat çeken konular arasında yer alıyor.

SAFE’ten kimler yararlanabilir?

SAFE, yalnızca AB ülkeleri için tasarlanmıştır.

Ayrıca Avrupa Ekonomik Alanı (EEA) ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üyesi ülkeler ile Ukrayna’nın da AB ülkeleriyle aynı miktarda haklardan yararlanması mümkün olacaktır.

Yönetmelik, üçüncü ülkelerin katılımına da açık kapı bırakıyor, ancak bu katılım için belirli koşullar bulunuyor.

Üçüncü ülkelerden gelecek bileşenlerin maliyetinin, nihai ürün maliyetinin %35’ini aşmaması en önemli şartlar arasında yer alıyor.

Bu oranı koşullu olarak aşmak ise üçüncü ülkelere tanınan bir imkan olarak öne çıkıyor.

AB ile üyelik müzakeresi yürüten veya olası aday ülkelerin, bu olanaktan yararlanabilmesi için AB ile ikili güvenlik anlaşması imzalaması gerekmektedir.

Hangi silahlar kapsam dahilinde?

SAFE, savunma sanayisi ürünlerini iki ana kategoriye ayırıyor.

İlk kategoride, mühimmat ve füzeler, topçu sistemleri, kara muharebe kabiliyetleri, küçük insansız hava araçları (NATO sınıf 1) ve ilgili anti-drone sistemleri gibi unsurlar bulunmaktadır.

Ayrıca kritik altyapı koruma, siber güvenlik ve askeri hareketlilik unsurları da bu kategoriye dahildir.

İkinci kategoride ise hava ve füze savunma sistemleri, deniz yüzeyi ve su altı yetenekleri, küçük insansız hava araçları dışındaki insansız hava araçları (NATO sınıf 2 ve 3) ve ilgili anti-drone sistemleri yer alıyor.

Stratejik hava ikmali, havada yakıt ikmali, yapay zeka ve elektronik harp unsurları da bu kategorinin içindedir.

Yunanistan‘ın Türkiye’yi engelleme ihtimali var mı?

Yunanistan, Türkiye’nin SAFE mekanizmasına katılımından rahatsızlık duyduğunu medya aracılığıyla sıkça dile getirdi.

Türkiye’nin katılımını daha fazla şartlara bağlamak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunan Yunanistan, istediği ölçüde başarı sağlayamadı.

Tüzüğün oylamasında oybirliği yerine nitelikli çoğunluk kararının alınması, Atina’nın manevra alanını kısıtladı.

Eğer Yunanistan, Türkiye’nin katılımına karşı veto kullanma kararı alırsa, bu durum pratikte bazı zorluklar içerebilir. Ancak bu ihtimal göz önünde bulundurulmalıdır.

Düzenlemenin 16. maddesi, üçüncü bir ülkenin katılımının, bir AB üyesinin veya tüm AB’nin güvenlik ve savunma çıkarlarına tehdit oluşturması durumunda engellenebileceğini belirtiyor. Bu madde, Yunanistan’ın kullanabileceği dayanaklar arasında sayılıyor.

Türkiye açısından risk oluşturabilecek aşama hangisi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu