2008 yılında Adnan Aksoy ile evlilik bağları kuran Güzide Duran‘ın, eşinin “ihanet” iddiaları ile başlattığı boşanma davası sürerken dikkat çekici bir olay meydana geldi. Duran, önceki akşam Beşiktaş Kulübü’nün eski başkanı Fikret Orman ile Arnavutköy’deki bir restoranda görüntülendi. Çiftin birlikte akşam yemeği yediği anlar basın mensuplarına yansıdı.
Görüntülerin hemen sonrasında, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk ile anılan Duran’ın kalbini fetheden ismin aslında Fikret Orman olduğu yönünde spekülasyonlar ortaya atıldı. Bu buluşma, aşk söylentilerinin gerçek muhatabının kim olduğuna dair yorumlara yol açtı.
Restorandan çıkarken gazetecileri gören Güzide Duran, panik içinde hızla geri döndü. Mekan yetkililerine sitem eden ünlü modelin, “Siz nasıl burada olduğumu söylersiniz, beni hiçbir yerde yakalayamadılar” dediği ifade edildi. Ancak bir süre sonra sakinleşip yeniden dışarı çıkan Duran, Fikret Orman’ın kendisine ithaf ettiği kırmızı güllerle poz verdi. Orman ise sessizliğini koruyarak medyadan uzaklaşmaya çalıştı. Takvim’in haberine göre, görüntülerin ardından henüz iki taraftan resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak Duran’ın zorlu boşanma sürecinin yanı sıra Fikret Orman ile yaşadığı yakınlaşmanın, magazin kulislerinde yeni bir ilişki başlangıcı olarak yorumlandığı gözlemleniyor.
İkilinin aşkı magazin dünyasında geniş yankı bulurken, Güzide Duran’ın eşi Adnan Aksoy’dan hızlı bir tepki geldi. Aksoy, şu ifadeleri kullandı: “Ben Adnan Aksoy. Bu ibretlik görüntüleri hiçbir ahlak ve vicdan sahibi kişi asla tasvip ve kabul etmez, edemez! Boşanma davası devam etmekte ve maalesef hala bu şahsiyet soyadımı taşımaktadır. Evlilik birliğine saygıyı bırakıp gittiği bu hayat biçimi, en hafif ifadesiyle çocuklarına ve bana ihanet olmuştur. Program program gezip ‘iyi anne ve iyi eş’ vurgusu yaparken, bu uzun süredir devam eden hayat biçimini nasıl maskelediği artık herkesin gözleri önündedir. Maalesef bu şahsiyetin seçimleri sonucu başta çocuklarım olmak üzere ben de hak etmediğimiz bir sürecin içine itilmiş durumdayım. Herkesi vicdanıyla baş başa bırakıyorum.”
