Adana‘da ikamet eden 67 yaşındaki Cemile Yenilmez, yaklaşık beş yıl önce yürümekte zorluk çekmesi nedeniyle hastaneye başvurdu.
5 YIL BOYUNCA KORKTU, 1 AYDA AYAĞA KALKTI
Muayene sonucu belinde fıtık olduğu belirlenen Yenilmez, doktorların riskleri ve yakınlarının uyarıları nedeniyle ameliyat olmaktan çekindi. Süreç içerisinde birçok uzman hekime danışan Yenilmez, en son Adana’daki Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’e müracaat etti. Geçtiğimiz ay gerçekleştirilen ameliyatın ardından Yenilmez, sağlığına kavuşarak beklenen iyileşmeyi sağladı.
“SOYADIM YENİLMEZ AMA YENİLDİĞİMİ SANMIŞTIM”
Cemile Yenilmez, “Bir ay önce buraya geldiğimde çok kötü durumdaydım. Sürekli korkutuldum. ‘Boydan boya kesileceksin, çok riskli, felç kalabilirsin’ dediler. Bu nedenle ameliyatı sürekli erteledim. Buraya iki kişinin yardımıyla ulaşabildim. Şimdi burada ameliyat oldum ve çok iyi hissediyorum. Soyadım Yenilmez, ama ben yenildiğimi düşünmüştüm. Ancak doğru doktoru buldum ve şimdi çok iyi hissediyorum” şeklinde konuştu.
“HASTAMIZ ARTIK SAĞLIĞINA KAVUŞTU”
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, hastasının duyduğu korkuya değinerek, başarı oranının risklerden daha yüksek olduğu üzerinde durdu. Şen, “Elbette riskleri belirtiyoruz. Ancak yüzde 10 komplikasyon riski ile yüzde 80 başarı ihtimali varsa, hastaya bardağın dolu tarafını da göstermeliyiz. Ameliyattaki komplikasyonları açıklamak zorundayız ama kazanımları da doğru bir şekilde aktarmamız gerekiyor. Hastamızı bir ay önce mikrocerrahi yöntemiyle torakal bölgeden ameliyat ettik. Artık kendi ifadesiyle ayakta durabiliyor ve yürüyebiliyor. Bu, insanlar için büyük bir nimet. Yatalak bir hastanın bakımı, hem kendi hem de yakınları için son derece zorlayıcıdır” dedi.
“RİSKLERİ NET BİR ŞEKİLDE BELİRTELİM”
Prof. Dr. Şen, meslektaşlarına hitaben, “Özellikle genç meslektaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Riskleri kesinlikle belirtmeliyiz, komplikasyonları açıkça ifade etmeliyiz. Ancak başarı oranlarını da gerçeğe uygun bir şekilde sunarak, hastaya hem kazanımları hem de kayıpları net bir biçimde aktarmalıyız” diyerek düşüncelerini tamamladı.
