ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak 2025 tarihinde Beyaz Saray‘daki ikinci dönemine başladı.
Göreve gelmesinin ardından geçen yüz günde Trump, birçok önemli adım attı ve bu gelişmeler dünya gündeminde yankı uyandırdı.
Trump’ın yeniden iktidara gelmesi, Türkiye-ABD ilişkilerinde de yeni bir sayfa açtı.
Önceki başkan Joe Biden döneminde yaşanan kısıtlı diplomatik temasların yerini, şimdi liderler arasında daha sık gerçekleşen iletişim ve olumlu diyalog aldı.
Uzmanlar, Trump’ın Beyaz Saray’da geçirdiği ilk üç aya dair Ankara-Washington ilişkilerini BBC Türkçe‘ye yorumladı.
‘ABD pragmatik davranıyor’
BBC Türkçe‘ye açıklama yapan uzmanlar, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturmalar çerçevesinde Ekrem İmamoğlu ve diğer İBB yetkililerinin tutuklanmasına ABD’nin verdiği yanıtın önemine dikkat çekiyor.
Ekonomi ve Dış Politika Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, bu olayın ikili ilişkiler üzerinde olumsuz bir etki yaratmadığını belirtiyor:
“Trump yönetimi ile olası bir Biden yönetimi arasında belirgin bir ayrım var. Trump’ın, Türkiye’nin içindeki demokratik eksikliklere karşı pek bir duyarlılığı yok.”
Yeditepe Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doçent Doktor Deniz Tansi ise iki tarafın da “daha yakın bir zemin geliştirmeye çalıştığını” ifade ediyor.
Tansi, ABD’nin bu süreçte pragmatik bir yaklaşım benimsediğini dile getiriyor ve ekliyor:
“Trump’ın siyaset gündeminde demokrasi, demokratikleşme gibi konular öncelik taşımıyor; bu durum sadece Türkiye ile ilişkilerde değil, kendi iç politikası açısından da geçerli.”
Uzmanlar, bunun yanı sıra Türkiye’nin de ABD’nin iç meselelerine dair açıklamalarına ihtiyatla yaklaştığını vurguluyor.
Sinan Ülgen, 25 Mart’ta ABD’de “Hamas’ı destekleyen faaliyetlerde” bulunduğundan tutuklanan doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk örneğine dikkat çekiyor:
“Ankara, bu konuyu medyada tartışmaktan kaçındı. Bu, Trump ile başlayıp süregelen olumlu dinamiği zedelememek adına özen gösterilen bir tutum.”
‘Oldukça olumlu mesajlar geliyor’
EDAM Direktörü Sinan Ülgen, Washington’dan Türkiye’ye iletilen “olumlu mesajların” sayısının arttığını belirtiyor.
BBC Türkçe‘ye konuşan Ülgen, “Bu, önceki dönemle kıyaslandığında büyük bir farklılık göstermektedir.” şeklinde yorum yapıyor.
Geçmişte Los Angeles Başkonsolosu olarak görev yapmış Gülru Gezer, Biden döneminde yaşanan zor günlerden sonra, Trump’ın iktidarında Türkiye-ABD ilişkilerine yönelik “ihtiyatlı bir iyimserlik” gördüğünü aktarıyor.
Gezer, Trump’ın göreve gelişinden bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iki kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlatıyor. Ayrıca, Ocak ayından itibaren, Dışişleri Bakanları Hakan Fidan ve Marco Rubio arasında sık üst düzey temaslar yaşandığını belirtiyor.
Emekli diplomat, pozitif diyalog ortamına karşın Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde dikkatli bir tutum sergilediğini ve Washington’dan somut adımlar beklediğini vurguluyor.
ABD merkezli Foreign Policy Research Institute (FPRI) Başkanı Dr. Aaron Stein, Trump’ın ilk yüz günündeki ilişkilerin gidişatını temkinli bir şekilde değerlendiriyor.
Stein, “Henüz bir şey söylemek için erkendir, ancak yüzeyde her şey yolunda gözüküyor.” yorumunu yapıyor.
