16 Yıldır Oğluna Bakıyor: Bir Anne’nin Hikayesi

KAYSERİ’nin İncesu ilçesinde, 2009 yılında beyin tümörü teşhisi konulan Mesut Yılmaz (43), geçirdiği operasyon sonrası yatağa bağımlı hale geldi. Bu süreçte ona 16 yıldır annesi Ümmühani Yılmaz (66) bakıyor. Eşini, 33 yıl önce bir tren kazasında kaybeden Yılmaz, “Doktor, ‘Vücut fonksiyonu ölü, beyincik ölmüş, emir vermiyor’ dedi. Yürüyemiyor. Keşke yürüse de kalksa ama hayat öyle, kader böyleymiş. Akranlarını görünce ben de içleniyorum, bu çocuğum da içleniyor” açıklamasında bulundu.
Örenşehir Mahallesi’nde yaşayan 4 çocuk annesi Ümmühani Yılmaz, oğlu Mesut’un 2009’dan beri yatağa bağımlı olduğunu belirtti. Bu zor süreci anlatırken, “Yıl 1992’de İstanbul’da tren kazasında eşimi kaybettim. Dört çocuğum var. Mesut’la birlikteyim. Bu hastam, 16 senedir yatır. 2009 yılının 27 Mart’ından beri bu durumda. Kanserin belirtileri 2008’de başladı. Doktor, ‘5 yıl ayakta yaşar, ondan sonra kalan ömrünü yatakta geçirir’ demişti. Beyninde tümör vardı. Tümör alındıktan sonra felç geçirdi. Ambulans çağırıp hastaneye gittik. Doktor, kalan ömrünün yatakta geçeceğini söyledi” diye konuştu.
’16 SENEDİR RAHAT YATMIŞ DEĞİLİM’
Oğluyla olan günlük yaşantısını anlatan Ümmühani Yılmaz, “Genelde ben uyanırım. 16 senedir yatağımı edip de rahat yatmış değilim. Kıyafetlerimle yatar, kalkarım. Bazen derin uykuya dalmaktan korkuyorum. Allah’tan korktuğum için, kıyafetlerimle yatar kalkarım. O uyuduğunda ben sessiz bir şekilde ya mutfakta ya da burada otururum. Elimden geleni yaparım. O uyandıktan sonra ‘Anne’ der. Su ister, suyunu veririm. Sonrasında elini yüzünü silerim. Çayımızı hazırlarız, içeriz. Yemek vaktinde onu yediririm. Eline kumandayı veririm, evde internet var. Sağ eliyle kumandayla YouTube’a girer. Bana yazdırır, videoları izler. Bu konularda bazen bana kızar” şeklinde konuştu.
‘AKRANLARINI GÖRÜNCE BEN DE ÇOCUĞUM DA İÇLENİYOR’
Oğlu Mesut’un hastalığını ilk zamanlarda bilmediklerini vurgulayan Yılmaz, “Kafasındaki tümörü bilmiyorduk. Doktorlara götürdük, muayene ettirdik. Kafasındaki baskıdan dolayı çok sinirleniyordu. Akşam olunca evdeki demir eşyaları saklayarak yatağa yatıyordum. O günlerden bu günlere geldik. Bu yaşamı kimseye nasip etmemek lazım. Ama Allah’tan gelen bir emirle yürüyemiyor. Doktor, ‘Vücut fonksiyonu ölü, beyincik ölmüş, emir vermiyor’ dedi. Keşke yürüyebilseydi. Her annenin, herkesin Anneler Günü kutlu olsun. Annelik çok kutsal bir görev ama bazen de çok zor. Akranlarını görünce ben de içleniyorum, bu çocuğum da içleniyor. Hayat böyle” dedi.